Semra’nın çocukluğundan beri tutku boyutunda yapmayı istediği ama gerçekleştiremediği istekleri vardı. O ister, sonrasında annesi engel olurdu, bazen de babası… O da buna bir anlam veremezdi.
“Üniversiteyi bir kazanayım kimseye bir şey sormayacağım, özgür olacağım” der dururdu istekleri olmadığında…
Beklediği günler gelmiş ve üniversiteye başlamıştı. Eskiden beri yapmak istediği ne varsa harekete geçmişti. Tiyatro eğitimi almıştı, gitar çalmayı öğrenmişti, fotoğrafçılık eğitimi de tamamlamıştı. Eskiden dalgıçlık eğitimi de almak isterdi. “Evet, evet onu da sıraya almalıyım, onu da halletmeliyim…” diyordu bu günlerde.
“Zaten iyi yüzerim, iyi dalarım ben. O yüzden zorlanacağımı zannetmiyorum.”
Günlerden bir pazar
günü, evde canı sıkılmış ve dolaşmaya çıkmıştı Semra… Bir alışveriş merkezine
girmeye ve vitrinlere göz atmaya karar verdi. “Alışveriş yapar biraz oyalanırım”
diye düşündü; Her canı sıkıldığında olduğu gibi... “Biraz alışveriş beni kendime getirir” diyerek
mağaza mağaza dolaşmaya başladı.
Çocukluk yıllarına
baktığında ne çok isteği vardı. Şimdilerde o istekleri gitmiş yerine daha
farklı şeyler ister olmuştu. Bir gün bir yerde duymuştu: “Denize dalmak
gerçekten oldukça zor bir eylem” diye. O bunu başarabilmiş ama hayatın
içine dalması zor oluyordu… Çünkü
bazı şeyleri gelişi güzel yaşaması, yaşadıklarından bir çıkarım yapamaması ona
biraz zaman kaybettiriyordu.
Aslında bayağı…
·
Dolabımda etiketi üzerinde kıyafetlerim
varken neden buralarda dolaşıyorum?
·
Neden bir şeyi ilk aldığımdaki o
rahatlamaya ihtiyacım var?
·
Anlık olarak iyi gelen şeyleri neden
tercih ediyorum?
·
Herkes böyle yapıyor diye bu doğru
mudur, yoksa normalleştirmiş miyiz?
“Ben ömrüm boyunca
canım sıkıldığında alışveriş merkezi mi gezeceğim?” diye içinden geçirdi. Belki
de neyi istemesi gerek neyi de istememesi gerek onu ayrıştırmalıydı Semra. Her istediğini
elde edemeyeceğini anlaması gerekiyordu. Ve bunun için de istediklerinin değil ihtiyaçlarının
bir listesini yapmaya karar verdi. Hızlıca oradan uzaklaştı ve deniz kenarında bir
çay bahçesinde kendisine bir çay ısmarladı. Başladı liste yapmaya;
-
Benim bir insan olarak neye ihtiyacım
var?
-
Bu dünyada olma sebebim ne?
-
Nereye ulaşmaya çalışıyorum?
-
Bu hayatı nasıl tamamlamak istiyorum?
-
Meslek seçimimi yaparken nelere dikkat
edeceğim?
-
Etrafımdaki insanlar neden benim
etrafımdalar?
-
Neden isteklerime engel olanları
hayatımdan çıkarıyorum?
-
İstediklerimi yapan insanlar buna mecbur
mu?
-
Ben bu hayatta nasıl yol alacağım?
-
Kime ve neye göre seçimler yapacağım?
Soruların ardı arkası
gelmiyordu. Çayından son bir yudum alıp yürüyüş yapmaya karar verdi. Uzun bir yürüyüşten
sonra içindeki can sıkıntısından eser kalmadığını fark etti. “Demek ki can
sıkıntısını geçirmenin başka yolları da varmış, hem de oldukça ekonomik…” dedi
gülümseyerek. Eve geldiğinde annesi kapıyı açtı ve Semra’nın elini kolunu boş
görünce;
-
“İyi misin kızım?” dedi.
-
Evet, anne. Hem de hiç tahmin etmediğim
kadar güzel bir gün geçirdim.
-
Yemek hazırlıyordum ben de.
-
“Üzerimi değişip yardıma geliyorum”
dedi.
Annesinin şaşkın
bakışları eşliğinde odasına doğru gitti. Yüzündeki gülümsemenin sebebini
şimdilik bilmiyordu ama doğru bir yolda olduğu ile ilgili hissiyatı vardı.
Yorumlar
Yorum Gönder