Burcu, elinde torbalarla kapının önünde çantasının içinde anahtarını bulmaya çalışıyordu. Zar zor bulduğu anahtarlarla kapıyı açıp ayakkabılarını bir tarafa market poşetlerini bir tarafa fırlatarak kendini koltuğa bıraktı.
“Ohhh beee sonunda gelebildim eve.”
Burcu, oldum olası kapalı havaları hiç sevmezdi. Yağmur yağmaya ya da kar atıştırmaya başladığında o da söylenmelere, şikayetlere başlardı. Bir taraftan ofluyor bir taraftan da iç geçiriyordu:
“Geldi yine sonbahar sonra da kış… Başlasın işkence! Mont giy, şemsiye taşı, hasta ol, iyileşmekle uğraş…”
“Trafik sıkışık, her yer ıslak, kasvetli. Bir an önce yaz gelse de kurtulsak!”
Daha sonbaharın ilk günlerinde yazı iple çeker olmuştu. İçinden bir sürü olumsuzlukları sıralamaya devam ediyordu. Hayatındaki tüm problemlerin kaynağı hava durumuymuş gibi davranıyordu. Kapalı havayı günah keçisi yapmıştı ve her şeyi ona yüklüyordu.
İş arkadaşım bir kış günü canımı sıkmıştı. Hava kapalı olduğu için canım sıkkın, yüksek gelen doğal gaz faturaları da cabası, kesin hasta da olurum…
Ahh zavallı sonbahar! Hakikaten senin suçun neydi? Ya da yazı, baharı bu kadar sevdiren neydi? Aslında hiçbir mevsimin diğerinden bir farkı yok. Bütün mevsimler yapması gerekeni yapıyorlar...
Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; aslında olaylar nötrdür. İnsanların o olaya verdiği anlam ile olaylar olumlu ya da olumsuz hale dönüşür.
Yani bazı insanlar sonbaharı ve kışı işkenceye, yazı ve ilkbaharı bayram havasına dönüştürürken bu bazı insanlar için bu tam tersi olabilir. Birileri karı severken bazıları güneşi daha fazla sever ve buna göre mevsimlere farklı anlamlar yüklerler. İnsanın hayatında yaşadığı zorlukları mevsime yüklemesi o mevsime verdiği anlam ile ilgili değil mi? Birine zor gelirken diğerine kolay gelmesi ve zorlandığı için ona kızması ne kadar anlamlı?
Dünya üzerinde insan hariç her canlı olması gerektiği gibi tepki verir. Mevsimlerin bir döngüsü vardır yazı baharı kışı vardır zamanı gelince o mevsim gelir, ağaçlar çiçek açması gerektiğinde açar, yağmur yağması gerektiği zaman yağar, kuşlar zamanı gelince göç eder, arılar uygun zamanda bal yaparlar… İnsansa kendi yapması gerektiği şeylerden kaçar. Sonrasında istediği sonuçlar olmayınca nedenini başka yerlerde arar. Suçlu olan bazen sendromlu pazartesi, bazen sonbahar, bazen cimri patron, bazen anlayışsız eş, bazen çocuğunu doğru büyütmeyen anne, bazen kıskanç arkadaş olur… Bu liste de böyle uzayıp gider...
Halbuki her insan kendi hayatının baş rolüdür. Onun verdiği ya da vermediği tepkilerle olaylar şekillenir. Ama insan tepki vermekten kaçınca ya da doğru tepkiler vermeyince işte o zaman kendisini değil de etrafındaki insanları suçlamaya başlar. Kendi vermesi gereken tepkilerin sonucunu başkalarına yükler. Bu da insanı çözümsüz sorunlar sarmalının içine sokar. Her seferinde yanlış tepki veren insanın kendisi olmasına rağmen suçlanan hep bir başkası olur…
Peki insan nasıl doğru tepkiler verebilir? Tekrarladığı hatalarını nasıl fark edebilir?
Deneyimsel Tasarım Öğretisi; İnsanın Gerçek Amacını Amaç Edinmiştir…
İnsanoğlu var olduğundan bu yana amacı hiç değişmemiştir: Mutlu olmak ve başarılı olmak. Deneyimsel Tasarım Öğretisi de, insanın amacını amaç edinmiştir. Sunduğu stratejilerle insanların dününden daha başarılı, daha mutlu ve daha marifetli olmalarına destek olur. Bu sebeple, insanın bugün ne olduğuyla değil, dününe göre bugün nerede olduğuyla ilgilenir. Kişinin ihtiyacına bakar ve ona göre stratejiler üretir.
''Hayatta hiç bir zaman keşfedilmeyecek tek şey vardır: Daha iyisi...
Çünkü her zaman yaptıklarımızdan daha iyisi olacaktır...''
Hayatta bir şeylere kızmak ne kadar kolay geliyor insana onu huy edindiyse. Halbuki gelene, olana uyum daha kolay değil mi? Çok güzel bi yazı emeginize sağlık.
YanıtlaSilOlaylar nötr… nasıl olur diyor insan? O kadar olumsuzluğa ben mi anlam yükledim? Kaleminize sağlık
YanıtlaSilOlaylara karşı tepkilerimiz ne kadar önemli ve o olayın yönetimini uçtan uca etkiliyor. Resmen seyrini değiştiriyor. Bunu anlatan bir yazı olmuş, teşekkürler.
YanıtlaSilPazartesiyi sendromlu görenler, sonbaharı suçlu bulanlar, trafiği kötüleyenler, büyük şehre kızanlar, dış dünyayı suçlu bulanlar.... Aslında tepkilerimizle şekillendiriyoruz. Umarım farkına varanlardan oluruz.
YanıtlaSilİnsan çok ilginç bir canlı hakikaten:) yeter ki biraz zorlanmasın hemen başlıyor şikayete... Şikayet yerine çözüm arayanlardan olalım İnşALLAH...
YanıtlaSilEtrafındakileri de kendinden kaçırtan davranış ve cümle kalıpları... Gözümün önüne geliverdi. Tam da hayatın içinden bir yazı olmuş, ne güzel...
YanıtlaSilOkudukça aklıma benzer kalıplar düştü, hiç düşünmemiştim. Bir kapı açtı zihnimde.
YanıtlaSilİnsan çıkarı kendine olmayan her konuya aslında hep negatif yaklaşmıyor mu? İyimser olduğumuz her konuda kendi başardıklarımız kötümser olduklarımız ise hep dış dünyayı suçluyoruz.Aslında değiştirmeye kendi fikirlerimizden başlamalıyız.kaleminize sağlık
YanıtlaSilÇok güzel bir soru ile noktalanmış yazı , bu soruyu bende soruyorum ? İdeal tepkiyi biliyorum nasıl verebileceğim konusunda zorlanıyorum. Kimseyi suçlamıyorum kendime de zulmetmiyorum ( doğru tepkiyi veremedim diye ) bu durumlara rağmen tepkilerime engel olamıyorum, peki ben soruyorum (kendi kendime) şimdi bunda öğrenmem gereken nedir ?
YanıtlaSilNegatifliği rutin haline getiren insanın hayatında asla pozitifliği bulamayacağını zihnimize çapalayan bir yazı olmuş , kaleminize sağlık.
YanıtlaSilOlaylar, durumlara verdiğimiz tepkiler, yüklediğimiz anlamlar düşünülesi
YanıtlaSilHayatta doğru tepkileri verebilmemiz niyetiyle…
YanıtlaSilYaşadığımız olumsuz durumlarda kendi payımıza düşen hataları reddettiğimiz sürece ilerleme şansımız da yok malesef. İnsan sadece kendini değiştirme hakkına sahip o da eğer isterse mümkün.
YanıtlaSilne kadar dogru. aslinda tum olaylar notr. nereden baktigimiz nasil tepki verdigimize gore sekilleniyor. yureginize saglik
YanıtlaSilİnsanoğlu aslında işine gelmeyince dış dünyayı, karşısındaki kişileri suçlamaya o kadar meyilli ki.İnsan kendinden beklediği beklentiyi ve sorumluluğu kendinden alamayınca dış dünyayı suçlamak çok kolaydır kişi için. İnsan olaylar karşısında kendi tepkisini ortaya koymalıdır o duygusunu o anda açığa çıkarmalıdır ki vaktinde ve doğru zamanda o duygusunu aktarabilsin.Kişi kendi tepkisini doğru bir şekilde aktarırsa zaten dış dünyayı suçlamaya gerek bile duymayacak. Evet gerçekten de herkes kendi hayatının baş rölüdür seçimlerimiz neyse yaşantımızda o şekilde ilerler…
YanıtlaSilVe insan o kısır döngüye girdiğinde, hep bir başkasını suçladığında çözümden de bir o kadar uzaklaşıyor maalesef…
YanıtlaSilİnsanoğlu doyumsuz ve tahammülsüz biraz sabredip mevsimin hayatın trafiğin gerçeklerini kabullenip o şekilde yaşamaya devam etsek hayat daha kolay olmazmı
YanıtlaSilOku okudukça aklıma benzer kalpler düştü hiç düşünmemiştim bir kapı actı zıhnımde.
YanıtlaSilKaleminize sağlık. Yine çok farkındalık açan bir yazı olmuş 🙂
YanıtlaSilHer seferinde yanlış tepki veren insanın kendisi olmasına rağmen suçlanan hep bir başkası olur…
YanıtlaSilO kadar doğru ve iyi bir tespit ki. Gerçekten insanın hayatında verdiği kararlar düşünceler uyguladığı şeyler ve bunların sonuçları herşeyi etkileyebiliyor. Önemli olan ilkten kendine bakmak, sonra değişimi ve değişikliği gözlemleme olacak.
Teşekkürler :)
Seçimi yapan insanın kendisi olmasına rağmen, sonucunu begenmediginde dış dünyayı suçlamak ne kadar kolay değil mi? Peki doğru tepki mi bu?Kaleminize sağlık. :)
YanıtlaSilElinize sağlık
YanıtlaSilİnsan güzele güzel taraftan bakmalı
YanıtlaSilcok basarili bir yazi kaleminize saglik
YanıtlaSilBu yazıyı okurken kendimi Burcuda gördüm . Aslında ne kadar doğru yaşamda herşey olması gerektiği gibi oluyor , onlara olumlu yada olumsuzlukları kendimiz yüklüyoruz . Bizi mutsuz eden noktada suçu hayata , mutlu olduğumuz yerde kendimize çeviriyoruz iltifatları . Dış dünyadan beklentiye girip gerçekleşmediğinde çıkmakta zorlanacağımız kuyulara düşüyoruz . Herşeye karşı nankörleşiyoruz . Bu yazı bana hayat iplerimi elime almam gerektiğini , içime dönmem gerektiğini hatırlattı . Kaleminize sağlık 🙏🏻
YanıtlaSilNasıl bir yılda dört mevsim varsa insanoğlunun hatıda dört mevsime benziyor bu mevsimler içinde sevinçler üzüntülervarlıklar yokluklar hastalık sağlık hepsi olacaktır güzelce olumlu şeyleri nasıl sevinçle karşılıyorsak olumsuzluklara üzüntüye sabır gösterip yaradana tevekkül etmeliyiz bu dünyada herşey gelir ve geçer
SilBiz beğenmediğimiz şeylerde kendimize ayna tutmak yerine karışıyı suçladıkça daha da çok o problem sarmalının içine giriyoruz farkında değiliz.
YanıtlaSilAh kendimizi de dönüp bakmadıkça etrafta kusur aradıkça elimize bir şey geçmiyor bir anlasak. Anlayanlardan olabilmek dileğiyle :)
YanıtlaSilHakkımızda neyin hayırlı olduğunu bilemeyiz şikayet etmeden mutlu bir şekilde hayatımızı idame etmeliyiz teşekkürler
YanıtlaSilİnsan yaşanan olumsuzluklar karşısında çıkış yolunu kaçmakta, başkasını suçlamakta arar. Çünkü vicdanını rahatlatmak ister. Yaşadığımız olumsuzluklarında bizim için birer tecrübe olduğunu unutup kabahati başkalarında buluruz. Ve bunu alışkanlık haline getirdiğimizde hayatın hiçbir anında mutlu olamayız. Yazarın dediği gibi; Dünya üzerinde insan hariç her canlı olması gerektiği gibi tepki verir. Olması gerektiği gibi tepki veremeyen insanin en büyük düşmanıdır kontrol edemediği "EGO"
YanıtlaSil👏👏
YanıtlaSilBizi gerçeğe yaklaştıran kapılardan geçebilelim inşaallah
YanıtlaSilHayatın içinden bir yazı... emeğinize sağlık
YanıtlaSilİnsanoğlu seçim hakkını kullanırken nereye götürür bu yolun sonun ne var diye düşünmediği için sonrası bunun adi pazartesi sendromu sonbahar vs olur ... Bu yazıyla bunu farkettirdiginiz için teşekkürler kalemize sağlik
YanıtlaSilNe güzel bir yazı ellerinize saglik...
YanıtlaSilDoğru tepkiler vermenin önemi ne güzel anlatılmış… yazanın kalemine sağlık🌸
YanıtlaSilKaleminize sağlık öncelikle gerçekten çok güzel bir anlatım olmuş.
YanıtlaSilBir problem olduğunda en kestirme yol olarak kaçmak, görmezden gelmek, zalimlik etmek, önyargılı davranmak, vs. hepimizin içinde bir noktada aslında bu insanoğlundan var.
Ama unuttuğumuz ve hatırlamaktan kaçındığımız önemli şey ise ''BİZ'' . Öyle çevre baskısından çekinir olundu ki kendini unuttu kişi, yaşadığı olayların aslında ona bir ders olduğunu kişiliğindeki belki de temel taş olabileceğini unuttu. 1 sorundan kaçtıkça 1000 olarak döneceğini unuttu, Hayatta her şeyin bir denge üzerinde olduğunu ve kendisinin o dengenin temel taşı olabileceğini unuttu. Egosuna yenik düşerek zalimliğe başvurdu. Ve olan her şeyin aslında kendi seçimi olmasına rağmen, bu eksik yada kötü durumlara bir başka unsurun neden olduğunu düşünerek hâlâ en büyük zalimliği kendine yapmakta. En önemli olay bence gazap gücümüz var iken merhametimizi gösterebilmek o zaman her şey çok güzel olacaktır.. Bedelini ödemediğimiz hiçbir şeyin önemi ve değeride olmaz..
İnsan nasıl da yanlışı inanç haline getiriyor, sahteyi gerçek ile karıştırıyor farkında olmadan. Ustalaştırdığımız tepkilerimiz, suçu başkalarında aramalarımız... Bunlar değil mi bizi hep eksilere düşüren?
YanıtlaSilKaleminize sağlık...
Hayat ne kadar da basit oysaki.. Tepkine göre şekilleniyor, dizayn oluyor. Tüm mesele de doğru yerde doğru tepkiyi vermek… Peki doğru olan ne, yanlış olan ne? Deneyimsel Öğreti eğitimleri bunları çok açık ve güzel gösteriyor kişiye.
YanıtlaSilMutluluk ve başarı piskolojiktir piskolojik olarak iyi olmayan insan herşeye kulp bulmaya başlar egosuna yenik düşmemek için suçu kendine deilde sürekli olaylara ve nesnelere yükler hâlbuki hatayı her insan kendinde görüp kendinde bir değişime başlasa önce kendi değişse sonra çevresi değişir çevresi değişenin dünyası değişir iğneyi başkasına bastırmadan çuvaldızı kendine batırmali ilk önce durustolup ilk kendimize bakmalı sonra karşıya bakmak oldunu artık ogrenmeliyiz
YanıtlaSilOlayları kişileştirmeden , şikayete etmeden, suçu başkasında aramadan baktığımızda her şey çözülecek aslında… Hayatta hep doğru tepkiler vermemiz dileğiyle..🌸
YanıtlaSilİnsanın sorununun asıl kendinden kaynaklandığını bilmesi bile egosuna ters düştüğü için, bunu duymaya dahi tahammülü yok. Herşeyin sınav alanında üstüne düşeni yaktığını bilmek , kendi üstümüze düşenide daha sakin tepkilerle vermeyi sağlıyor. Bunu kabullenmek birçok filtreyi aradan kaldırıyor. Büyük konfor sağlıyor. Yazınız bunu çok net farkettirmiş. Elinize kaleminize sağlık.
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı. Teşekkürler
YanıtlaSilKaleminize sağlık, eminim herkes soruyordur kendi içinde doğru tepkinin ne olduğunu. Doğru tepkilerin bu kadar net ve somut anlatıldığı başka bir mecra görmedim💐
YanıtlaSilSendrom bahanelerimiz ortadan kalkmıştır. Ellerinize sağlık!
YanıtlaSilHer seferinde yanlış tepki veren insanın kendisi olmasına rağmen suçlanan hep bir başkası olur… Günümüzün kısa özeti❣️ kaleminize sağlık
YanıtlaSilHayatta olumsuzlukları bizim bakış açımız önümüze getiriyor. Birgün de fark ediyoruz ki çok geç oluyor
YanıtlaSilKaleminize sağlık
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı olmuş emeğinize sağlık.
YanıtlaSil👍🏻
YanıtlaSilEmeginize, yureginize saglik. Ne kadar da hayatin icinden… Kendimi gordum okurken. Cok basarili. Bana kendimde dikkat etmem gereken seyleri hayirlatti. 🙏🏼🙏🏼
YanıtlaSilNe kadar şikâyetçi olursa insan o kadar olumsuzlukla karşılaşır.Şükür,kabul ve teslimiyet bolluk ve bereketide akabinde getirir.Ruhuda huzura kavuşturur.
YanıtlaSilhiç birşey suçlu değil sadece ona yüklediğim anlam ne ? bunu farkettiren yazı olmuş emeğnşze sağlık
YanıtlaSilEllerinize sağlık:)
YanıtlaSilEmeklerinize sağlık çok güzel bir paylaşım teşekkürler
YanıtlaSilİnsan yaşadığı olaylar ile içinde bulunduğu mekan veya mevsim arasında ilginç bağlantılar kurup sorunu onlara yükleyebiliyor. Halbuki problemi yaşayan mevsim mi?
YanıtlaSilSuçlama başlayınca adaletli algilayamaz oluyoruz... Gercegi de göremiyoruz... Elinize sağlık.
YanıtlaSil''Halbuki her insan kendi hayatının baş rolüdür.'' Ne kadar da doğru.
YanıtlaSilBaşkasını suçlamak kolay insanın egosu kolay olanı yapmaya meyilli. Insanın hatayı kendisinde görmesi zor Çünkü bunu kabul ederse kendini değiştirmesi toparlaması gerekir. Bu da ancak gerçeğe yaklaşarak yasasal yaşayarak olur.
YanıtlaSilDoğru yerde doğru tepki verenlerden olalım inşallah.
YanıtlaSilBazen sırf isteklerimizden dolayı bize faydası olan insanları, olayları, durumları düşman gibi algılayabiliyoruz. Oysa her şey olması gereken çizgide ilerliyor. İnsan şikayet ettikçe kendisine zarar veriyor.
YanıtlaSil