BASKIDA NASILSIN?

Baskı...

Arif, ev geçindirmede babasına destek olmak için daha 10 yaşındaydı pazarda çalışmaya başladığında. Dişini tırnağına takarak güç bela tırmandı kurmuş olduğu şirketin basamaklarını. Şimdi çok iyi durumdaydı ve 17 senedir tanınır bir firması vardı artık. Kardeşini de yanına almıştı ve iyi bir maaş da veriyordu. Ancak öyle bir zaman geldi ki firma sıkıntılı dönemine girdi, krizler başladı. Bolluk zamanlarında yanında olan kardeşi kıtlık zamanında başka biri olmuştu. Oradaki tanınmışlığıyla başka bir firmadan aldığı teklife olumlu dönüş yaptı. Arif gördüğü bu nankörlükle ne yapacağını şaşırmıştı. Her şey yolundayken yanında olan kardeşinin kıtlık zamanında yanında olmayışına bir türlü anlam veremiyordu.

 

Deneyimsel Öğreti der ki; insanoğlu baskıda tanınır.

 

İnsanın kalbindeki, baskıda açığa çıkar. Ve çevremizdekileri gerçekte ancak o zaman tanırız. Nereye kadar güvenebileceğimizi de o zaman anlarız. Her baskıda test ede ede onu içimizde bir yere koyarız. Bu kişi bazen eşimiz olur, bazen çocuğumuz olur, bazen arkadaşımız, çalışanımız, öğrencimiz ya da ilişki kurduğumuz diğer insanlar…

 

İlişki kurduklarımız nereye kadar, hangi baskıya kadar bizim yanımızdalar?

Kime ne kadar, nereye kadar güvenebiliriz?

 

Öyle olur ki çocuğum babaannesine iyi gözükmek için beni ona şikâyet eder.

Öyle olur ki arkadaşım başkasına yaranmak için arkamdan konuşur.

Öyle olur ki eşim yaşlanıp çirkinleşmeye başladığımda beni bırakmayı düşünür.

Öyle olur ki öğrencim sınıftan çıktığımda kopyaya meyleder.

 

Mesele; ilişkide olduklarımızın yanında olduğumuzda değil, arkamızı döndüğümüzde de güvenilir olmalarıdır.

 

Kimi çok ders çalışması gereken zamanda, arkadaşlarla gezme daveti ile kalkar masadan.

Kimini eşinden daha güzel olduğunu düşündüğü bir kadın dikkatini dağıtır.

Kimi okulda öğretmeninin gözüne girsin diye çocuğunun ödevlerini yapar.

Kimi spor yapmanın baştaki acısına sabredemeyip pes eder ilk günlerden.

Kimi istediği şeyi yiyememenin verdiği acı ile bırakır diyetini.

Kimi ise ödediği bedelin, verdiği emeğin karşılığını göremeyince şikâyet etmeye, dert yanmaya başlar.

 

Deneyimsel Öğreti der ki; Hayat insanı karşısına çıkardığı iç baskı ile hem test eder hem de yetiştirir. Acı, haz ve zaman baskısı ile…

 

İnsanın kalitesi baskıda belli olur. Hayatın önüne çıkardığı bu testlerden geçe geçe güçlenmeye, dayanıklı olmaya başlar. Her kalınan test ise daha da güçsüz kılar insanı. Ondan beklenen ise kendini yetiştirene doğru cevap vermek yani bu baskılarda sabırlı olmaktır.

Peki ama nasıl?

Acı baskısı geldiğinde hedefinden pes etmemek, haz baskısı geldiğinde doğru davranışından taviz vermemek, zaman baskısı gelip bir türlü sonuç ona verilmeyince de telaş edip şikâyet etmemek…

 

Peki sen baskıda nasılsın?

Seni hangi baskı daha çok zorluyor?

Nereye kadar dayanıklısın?

Baskı eşiğin ne durumda?

Gelen baskılara bak, birde orada ne tepki verdiğine…

Cevabı sende 😊

Kim Kimdir? 

İlişkilerde Ustalık 

Başarı Psikolojisi

Deneyimsel Tasarım Öğretisi; İnsanın Gerçek Amacını Amaç Edinmiştir…

İnsanoğlu var olduğundan bu yana amacı hiç değişmemiştir: Mutlu olmak ve başarılı olmak. Deneyimsel Tasarım Öğretisi de, insanın amacını amaç edinmiştir. Sunduğu stratejilerle insanların dününden daha başarılı, daha mutlu ve daha marifetli olmalarına destek olur. Bu sebeple, insanın bugün ne olduğuyla değil, dününe göre bugün nerede olduğuyla ilgilenir. Kişinin ihtiyacına bakar ve ona göre stratejiler üretir.

 ''Hayatta hiç bir zaman keşfedilmeyecek tek şey vardır: Daha iyisi... 

Çünkü her zaman yaptıklarımızdan daha iyisi olacaktır...''  

Yahya HAMURCU